
1. Bağlanma Öncesi: Etkilenme ve Flört - The Graduate
Mike Nichols'ın 1967 yapımı filmi The Graduate, Charles Webb'in aynı isimli romanı baz alınarak çekilmiştir. Film, kurallara karşı çıkan ve sistemi sorgulayan senaryosunun yanı sıra, henüz kariyerinin başında olmasına rağmen usta bir performans sergileyen Dustin Hoffman'ın oyunculuğu ile de Hollywood'un en beğenilen yapıtları arasında yerini almıştır.
Üniversite eğitimini yeni bitirmiş Benjamin, ailesinin yanına, Los Angeles'a geri döner. Ailesinin ve dostlarının gelecek ile ilgili soruları karşısında kayıtsız kalan ve sorumluluklarından kaçmak isteyen Benjamin, aradığı kaçışı aile dostları Mrs. Robinson'da bulur. Mrs. Robinson ile yasak bir ilişki yaşamaya başlayan Benjamin'in Robinson'ların kızı Elaine'e aşık olması ise onu içinden çıkılmaz bir duruma sokar.
Filmin açılışıyla dahil olduğumuz parti sahnesinde yönetmen Nichols bizlere Mrs. Robinson ile Benjamin arasındaki etkileşimi güçlü bir biçimde hissettiriyor. İkilinin birbirinden etkilenmesi, Mrs. Robinson'ın cesur adımlarının yanı sıra aralarındaki cinsel çekim ve Benjamin'in yakınlık ihtiyacı ile yerini hızla flörte bırakıyor. Benjamin'in tatmin olmayan yakınlık ihtiyacı doğrultusunda aynı aşamalar filmin ilerleyen kısımlarında Elaine ile Benjamin arasında tekrar ediyor.
2. Bağlanmaya Giden Yol: Aşık Olmak - Roman Holiday
Hollywood'un romantik hikayelerinden bahsederken aklımıza ilk gelen filmlerden bir diğeri ise Roman Holiday. William Wyler'ın yönettiği ve başrollerini Audrey Hepburn ile Gregory Peck'in paylaştığı 1953 yapımı film, ülkemizde Roma Tatili adıyla 1954 yılında vizyona girmiş ve haftalarca sinema salonlarındaki yerini korumuştur. Hollywood'un klasikleşmiş aşk filmlerinin aksine filmin tamamı İtalya'da çekilmiştir. Filmin usta oyuncu "Audrey Hepburn'ün keşfedildiği film" olma özelliği taşıması ise ona sinema tarihinde oldukça önemli bir yer kazandırıyor.
Yayınlandığı yıl senaryosu ile Oscar ödülünü eve götüren film, hangi ülkeden olduğu tam olarak bilinmeyen Prenses Ann ile Amerikalı gazeteci Joe Bradley arasında doğan tesadüfi aşk hikayesini konu ediniyor. Yolları Roma sokaklarında kesişen, birbirine tamamen yabancı bu ikili, filmin ilerleyen dakikalarında birbirlerine aşık oluyor. Ann'in Joe'nin yanındaki rahatlığı ve birbirlerine gerçek benliklerini tanıtmaları, bağlanmanın ilk sinyallerini veriyor. Çiftin büyük aşkı, büyülü Roma sokaklarıyla birleşince ortaya eşsiz bir sinema şaheseri çıkıyor.
3. Bağlanma: Sevmek - Gone with the Wind
Margaret Mitchell'ın Pulitzer Ödüllü aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan Rüzgar Gibi Geçti veya orijinal ismi ile Gone with the Wind, senaryosunun içerdiği ırkçılık ve sınıf çatışması gibi temaların yanı sıra oyuncuların muhteşem performansları ile de klasikler arasında yerini almıştır. Yayınlandığı sene aday olduğu 14 kategoriden 10 Oscar ödülü ile eve dönen film, aynı zamanda Amerikan Film Enstitüsü'nün tüm zamanların en iyi filmleri listesinde dördüncü sırada.
Sinema tarihinin en büyük epik dramlarından biri olan film, İrlandalı Scarlett O'Hara ve ilişkileri çevresinde şekilleniyor. Scarlett ile üçüncü kocası Rhett Buttler'ın aşkı ise Hollywood'un ölümsüz aşk hikayelerinden birini oluşturuyor. Film boyunca başka bir adama aşık olduğunu düşünen Scarlett'in içten içe Rhett'e duyduğu derin sevgi, filmin sonlarına doğru Rhett'in Scarlett'i terk edişi ile açığa çıkıyor. Scarlett'in yaşadığı ayrılık acısı, bağlanma sürecinin net bir göstergesi oluyor. Bu dakikalar, Scarlett'in unutulmaz repliği ile hafızalara kazınıyor: "Seni sevdiğimi bilmene izin veremezdim. Seni sevenlere karşı acımasızsın."

4. Hedef Odaklı Birliktelik: Yaşamın Ta Kendisi - It's a Wonderful Life
Frank Capra'nın imzasını taşıyan ve yönetmenin "en sevdiğim filmim" olarak nitelendirdiği 1946 yapımı fantastik dram filmi It's a Wonderful Life, Hollywood klasikleri arasında belki de en sıra dışı olanı. Her Noel Amerikan televizyonlarında gösterilen filmde Noel temasına aslında yalnızca filmin sonunda değiniliyor. Film boyunca birçok farklı tema ve imge karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri ise filmdeki partnerler arasında gözlemlediğimiz bağlılık.
Film, kendisini kasabasına ve insanlarına adamış, yardımsever ve güvenilir George Bailey'nin etrafında inşa edilmiş. Filmin ancak ortalarına doğru izlemeye başladığımız asıl hikaye ise George'un üst üste gelen aksilikler sonucunda bir Noel gecesinde intihar etmeye karar verişini ve tam bu sırada yeryüzüne inen melek Clarence'in ona "kendisinin hiç yaşamamış olduğu" bir dünyayı göstermesiyle onu bu kararından vazgeçirişini anlatıyor.Ana hikayeyi besleyen bir diğer parça ise birbirlerine çok aşık olan ve büyük bir güven duyan George ile eşi Mary Hatch arasındaki bağlılık. İzlediğimiz kısa sekanslar ile Capra, George ve Mary'nin gün geçtikçe derinleşen ilişkilerini ve birbirlerine çok derinden bağlı olduklarını bizlere yansıtıyor.